Browsing Category

Haberler

Köyümüzdeki son gelişmeler burada.

Haberler,

Alsak alsak ne alsak?

Köyümüzde iki tane bakkal var; Osman ve Davut dede. Osman’ın bakkalında olanlar Davut dedenin bakkalında yok, Davut dedenin bakkalında olanlar da Osman’ın bakkalında yok.
Çivi lazım…Örneğin çivi lazımsa, Davut dedeye gidin, orada vardır. Sigara mı? O da Davut dedenin bakkalında var, hem zamda gelse eski fiyat uygulaması var.
Süt, yumurta, ekmek, reçel vs.
Hele Osman’ın bakkalında bir kaç yıldır yok, yok. Bizim köy artık iyice tembelleşti mi denir ne denir bilemem ama, bakkalda satılanlar öyle dedirtecek, akla öyle şeyler getirecek gibi. Artık tarlalar boş, bahçeler eh işte, ahırlar odunluk oldu, samanlıklar yıkıldı yıkılacak, meyveyi kim toplayacak da reçel yapacak, şekerin fiyatından haberin var mı gibi bir durum mevcut. Ayrıca evde inek, tavuk, küçükbaş veya büyükbaş hayvan yok, ya da açıkçası hayvancılık öldü. Durum böyle ama bunun daha açık sebebi var. Bakın nelermiş! Nüfusun %75’i diyeyim (yada sallayayım); emekli, yaşlı, evde yalnız yaşıyor, kendi evdeki işini ancak yapabiliyor, yazın köyde, kışın çoluk çocuğunun torunlarının yanında, ya da artık çalışmaktan bıkmış veya buna daha çok eklenebilecek şeyler. Yine durum böyle olunca, Osman’da haklı olarak yukarıda siyah yazıyla yazdığım ve fotoğrafta da gördüğünüz (fotoğrafı Osman’ın bakkalda çektim) malzemeleri satmak zorunda kalıyor, çünkü soruyorlar ”Osman puri ari? (Osman ekmek var mı?), Osman kverskhi meytay? (Osman yumurta getirdin mi?)” diye.
Köyün adı Tatlıpınar,yanında akar dereler çaylar…
Hadi onları geçtim, tamam ineğe bakamadın sütün yok, Osman’dan hazır süt aldın, tavuğun yok yumurtanı aldın, hamur yapmayı gözün almadı, fırın yakmak istemedin ekmeği de Osman’dan aldın, peki hazır ”su” ya ne hacet? Köye dışardan piknik için gelenler elindeki pet şişeleri ile köy içindeki çeşmelerden yada dereden su doldururlar, bizim köyün milleti de suyu beğenmez satın alır. Kıyamet alameti mi desek, ne desek? Mübarekler, zemzem suyu değil aldığınız, normal bildiğimiz içme suyu buna ne diye paranızı harcarsınız ki? Kendi hesabınızı ekonominizi sorgulamak haddime değil ama suyu bari satın almayalı (köyde yaşayanlar için söylüyorum), siz su almazsanız Osman belki o zaman su değil de meyve suyu satar, onu alırsınız. Bir şeylerin suyunu çıkarmak değil, kendi içimizdeki bazı değerlere sahip çıkılsın istememdir derdim o kadar. Hayırlısı Allah’tan…

Haberler,

Bulghvi-Kaldırık

Bu günlerde hemen herkesin mutfağında aynı koku var, bulghvi (kaldırık) kokusu. Bahçelerde ve köyün bir çok yerinde bu ottan yetişiyor. Hatta bu ot kavurulup yenen bir ot olduğu için, herkes tarafından çok yakından tanınıyor. Bu arada otu topladıktan sonra buzdolabında uzun süre saklayabilir, daha sonra da tüketebilirsiniz.

Haberler,

Onuncu Almanya Tatlıpınarlılar Gecesi Osnabrück bölgesinde düzenlendi

Almanya’daki Tatlıpınarlılar Derneği’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği Gecenin onuncusu bu yıl, 4 Nisan 2010 tarihinde, Osnabrück bölgesinde bulunan Neuenkirchen-Vörden beldesinde düzenlendi. Geceye Almanya’nın çeşitli bölgelerinde yaşayan Köylülerimiz ve Dostları katıldı. Geceye Avusturya’dan katılan aileler de oldu. Ayrıca İstanbul’dan da katılım gerçekleşti. Haberimizin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz…

Haberler,

Kiraza az kaldı

Kirazlar dallarda sıkı sıkı ve yemyeşil olmuş, kırmızı hallerini almayı bekliyorlar. Bir kaç gündür yağışların sert geçmesi meyvelere ve toprağa çok yaradı. İbicek’ten aşağıya koca dere bile iniyor. Bereketli bol meyveli bir mevsim geçirmek dileğiyle…

izly
Haberler,

İzleyin…

Her şey var bu videoda. Çiçeklikaya’dan görünüm, Ömer’in havada uçan Şahin’e yaptığı yorum ”hiç kanat çirpmyer ehe”, Mevlüt dedenin kendisini çekerken ”Eko, nu gar migep (yeter, çekme)” isyanı, köy içinden insan kareleri, ve dört dakikalık güzel sayılacak bir video. Fazla yorum yapmaya da gerek yok aslında. Yorumun geriye kalanını size bırakıyorum. İzleyin…

DSCF9563
Haberler,

Kirazcı Dede de bağ evi yaptı

Köyün en çok kirazının yetiştiği yer kuşkusuz, Muslumpungardaki Hacı Ahmet Aydoğan’a ait kiraz bağıdır. Ahmet Dayı, diğer adıyla ”Kirazcı Dede”, tüm gün bu bağda bulunduğunu rahatlıkla diyebiliriz, hele de bu aylarda. Bu nedenle O’nun da yağışlı havalarda kapanabileceği, rahat rahat yemek yeyip çay içebileceği, namazını kılabileceği, oturup dinlenebileceği bir yere ihtiyacı vardı. Ve O’da herkesin yaptığı gibi bağında biri kamelya ve biri de bağ evi olmak üzere iki kapalı yer yaptı. Ementaş, Kelacikana, Ballıca, İbicek ve köyün bir bölümünü buradan seyretme imkanınız da var.

Unutmadan hatırlatayım, oraya gittiğiniz de meyveyi bol yerseniz, kamelyaya 50 metre kadar uzaklıkta kapalı tuvalet bulunmaktadır. Bilginize…

Haberler,

Sulama suyu her yerde

Bu yıl tarlalar,bağlar,bahçeler ve burda yetişen ürünler suya doyacak diye tahmin ediyorum.Çünkü sulama suyu her yerde…
Köyümüz muhtarı Remzi Erkoç ve köyde ki dernek yetkililerinin bulunduğu çalışma da,köy içindeki kanallar da akan sulama suyu bu kez Ballıdere belediyesine ait kepçe ile Muslumpunghari mevkine su getirilmek üzere döşenecek su boruları için eşildi.Bir kaç gün içinde borulara su verilecek ve böylece bu bölgede bağı bahçesi olan bu sudan faydalanabilecek.
Hayırlı olsun…

Haberler,

Tıpkı Eskisi Gibi

Bir kaç yıldır köyde,herkes bağ evi yapmakla meşgul.Bunlardan biri de Hacı Mutlu yani birçoğumuzun deyimiyle Hakkı’nın Hacı ve-veya Hacı Dayı.
Hacı dayı uzun zamandır,inşaat ustalığını hastalığı sebebiyle bırakmıştı.Daha sonra da hiç gitmedi.Ama yine de yerin de duramadı.Bahçesine öyle bir ”bağ evi” yaptı ki,işiniz yoksa eğer,her gün gidip  oturmaya,çay içmeye değer.Zaten kendisi de bu günler de sabahtan akşama kadar orada.
Sözün sahibinden esinlendim,kendi haberine başlık yaptım.
Hacı dayı birçok yerde bu sözü kullanır.Kendisini öveceği yerde daha sık.Bir işi güzel yaptığın da birileri beğenip kendi de beğenince ”Ulan Hacı tıpkı eskisi gibisin!”der.

 

 

 

Haberler,

Sizde Haklısınız!

Bir önceki habere yapmış olduğunuz yorumlara diyecek sözüm yok.Almancı olayına biraz fazla daldım,belli.Yazdıklarımı sizin yeriniz de olarak okuyor ve düşünüyorum siz de haklısınız,ama kendi açımdan ben de çok haklıyım.Zaten haklıyı yada haksızı da aramıyoruz da burda neyse.Durumu daha fazla büyütmek niyetinde de değilim,zaten o niyetle de yazmamıştım.Bu kadar güzel tepkiyle karşılaşacağımı  da zaten bilmezdim.Tabii ki dediklerime cevap vermek,anladığınız şekilde,anlatabileceğiniz dilde yorumlar yazmak en doğal hakkınız.
Bir gün Nasrettin Hoca`nın evine iki kişi gelmiş.
“Aramızda bir anlaşmazlık çıktı”demişler.
Biri derdini anlatmış, Nasrettin Hoca haklısın demiş.
Diğeride derdini anlatmış. Nasrettin Hoca onada haklısın demiş.
O sırada çayları vermekte olan Karısı atlamış,
“Bu ne biçim şey Hoca! ikisine de haklısın dedin?”
Hoca bi an düşünmüş ve karısına dönüp;
“Ne yapalım hanım,sen de haklısın” demiş.
Verdiğim rahatsızlıktan dolayı ÖZÜR DİLERİM!
Bir de,bana ne derseniz deyin ama TRABZONSPOR’u bu işe karıştırmayın…

Haberler,

Bunun için mi uğraştık?


Neye niyet neye kısmet…

Pazar sabahı erkenden kalktım çıktım Kiremitlik’e,aslında amacım başka birşeydi,size çok iyi görüntüler yakalayıp izletmekti,hemde çok şaşıracaktınız ama bu hafta o görüntüleri yakalamak nasip olmadı inşallah yakında onunda haberini yaparım diye umut ediyorum.Ancak Kiremitlik’e çıktığım da karşılaştığım manzarayı görünce,ne yapacağımı şaşırdım,yalnız olduğumdan da kime ne diyeceğimi?
Bu ne rezillik!!!
Bilmem hatırlarmısınız,ne çok uğraşmıştık,Kiremitlik’e kamelya yapmaya.Köylü tekel olmuştu,hep beraber birlik olup yapmıştık burayı,hele de gençler.O gençlerinde çoğu köyde değil şuan,hatta hiç biri desem yerindedir.Hani yapımı bittikten sonra da açılış yapılmştı bir pazar,koyunlar kesilmişti.Köy halkı biraraya gelip piknik yapmıştı bu sayede.Ne güzel günler di dimi?
Ama gelin görünki bunu üç beş cahil gencimize,çocuğumuza anlatmak ne kadar zor oluyor.Onlar bu yapıtı karalamayı,isimlerini yazmayı hiç çekinmedi.Yine iki sene önce ben askere gitmeden burası yine böyle yaz-boz tahtası gibiydi.Eline kömürleşmiş odun parçasını alan başlamış karalamaya,ben de o sene ramazan ayının bir pazarında elime yarım çuval kireç,fırça ve kova alarak çıktım ve orayı badana yaptım.Nerden bilirdim bu cahiller,yine aynısını yapacaktı,hemde daha da berbat edecekti.Bilemezdim,çünkü burayı yaparken de böyle bir şey aklmızın ucundan bile geçmemişti.Ama emeğe saygısı olmayan cahiller her gün yazıyor işte.
Hatta biri de yazmış,”buraları karalamayın,nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak”diye,ancak kendisi de orayı karaladığından habersiz.Sosyal mesaj vermiş kendince,ama becerememiş,karalamayı becerdiği gibi.
Buraya bu yazıyı yazan çocuk yada genç her kimse onlara sesleniyorum tekrar,arkadaşlar yaptığınızın çok ayıp,terbiyesizce bir davranış olduğunun farkındamısınız?Siz yaşadığınız yerde böyle mi eğitim aldınız?Yazı karakterinizden belli ki yurtdışında yaşayan gurbetçi gençlerisiniz,hani sizin orda yere çöp atana polis ceza yazıyorya,hani burda ki kanunlarla alay edipte yaşadığınız;kanunlarını,nizamlarını övüpte bitiremediğiniz o Almanyalar bilmem neralar varya,işte oralar gibi buralarda dağın başına bekçi koyamazlar,hem de koymazlar,gerek duymazlar,mecburda değiller hem.Köye gelirken oraların kanunlarını nizamlarını madem unutup,bırakıp geliyorsunuz,burda da saygılı olmayı unutmayın!!!
Çven ik aseya,iseya!!!Hadi Yaa???
Madem sizin orda,öyle-böyle,o zaman sizin ordayı sizin orda yaşayın.Gelipte burda Almanya’yı öveceğinize kendinizi öveceğiniz,övdüreceğiniz işler yapın!!!Fazla övünmek iyi değildir tabi ama olsun.


Sayın karalama grubu sizde yine iyisiniz.Bari köyünüzün sitesinde isimlerinizin yayınlandığı o çirkin resimler var.Bakın nasıl da övdüm sizi!!!
Bir de şunu sorayım size,köyü ne kadar çok seviyorsunuz?

Haberler,

Davetiye – Onuncu Almanya Tatlıpınarlılar Derneği toplantısı

Almanya’da faaliyet gösteren Tatlıpınarlılar Derneği (Heimatverein Tatlıpınar e.V.), bu yıl onuncusu düzenlenecek olan Tatlıpınarlılar Gecesi’ne dair davetiyeyi elimize ulaştırmıştır. Aynen yayınlıyoruz:

Davetiye

Saygıdeğer Tatlıpınarlılar ve dostları,

Bu yıl kutlayacağımız onuncu ‘Tatlıpınarlılar Gecesi’, son toplantıda alınan karar gereği bu yıl 4 Nisan 2010 tarihinde Almanya’nın Osnabrück bölgesine bağlı Neuenkirchen-Vörden şehrinde düzenlenecektir. Akrabalık ve hemşehrilik bağlarımızı güçlendiren bu tür toplantılarda, tüm Tatlıpınarlıları bir arada görmek bizleri gururlandıracaktır.

Siz değerli Tatlıpınarlıların ve dostlarının, bu toplantıya bütün aile bireyleriyle eksiksiz katılmanızı temenni eder, toplantımızda buluşmak dileği ile saygılar sunarız. Ayrıca tombala için hediye katkılarınızı temenni eder ve bekleriz.

YER: Zum Schwarzen Roß, Holdorfer Straße 3, 49434 Neuenkirchen-Vörden
TARİH: 4 Nisan 2010, Pazar Günü (Ostersonntag)
SAAT: 14:30
İRTİBAT TELEFONLARI:

  • Kenan Erdem, 0179-7616963 (Cep) veya 05231-981474 (Ev)
  • Osman Şentürk, 0152-8388669 (Cep) veya 05493-996894 (Ev)
  • Kemal Onat, 0176-85067042 (Cep)

NOT: Toplantımıza daha iyi hazırlanabilmemiz için kaç kişi ile katılacağınızı en kısa sürede, organizeyi yürüten Kenan Erdem’e telefonla bildirmeniz rica olunur.

Haberler,

Totti’nin dedesi bizim köyden geçmiş!!!


İtalya ligi Serie A takımlarından AS Roma‘nın  kaptanı Francesco Totti’nin dedesi Enzo’nun bizim köyde yaşadığını biliyormuydunuz!
Ben de bilmiyordum ama öyle olduğunu,Osman’ın tarlada çıkan ve sitemiz ziyaretçisi arkeolog Ali Önder’in söylediği lüle taşı ispatlıyor.
Osman Aydoğan’a ait kelacıkana bölgesinde bulunan tarlada,yol yapımı esnasında ortaya çıkan lüle taşı bu gün Osman’ın evin önünde,gidip görebilirsiniz.
Taşa dikkatli bakarsanız,üzerinde oyma yapılmış,lülenin olduğu kısımın iki kenarında oğlak boynuzuna benzeyen şekiller de görebilirsiniz.
Tabii taşın Totti’yle falan ilgisi yok,bu alakayı Roma’lılardan kalma olması nedeniyle kurdum.
Söz Totti’den açılmışken,bir Totti fıkrası paylaşalım;Totti’nin başı beladadır ve mahkemeye cıkar..
Hakim Totti’den savunmasını ister..
Totti düşünür ve saymaya başlar Panucci,Mancini,Chivu,Candella ……

Haberler,

Bahar mı geldi ne?

Ne kar yağdığı belli, ne yağmur yağdığı, ne de güneş açtığı. Havaların nasıl olduğunu, nasıl geçtiğini bir türlü anlayamadık. Öyle bir hava ki, gün içinde her şey oluyor. Kar yağıyor, yağmur yağıyor, güneş açıyor. Erik ağacı da ne yapacağını bilememiş, ”aman be ne olursa olsun, ben çiçeğimi açarım, ister meyve versin, ister dondan yansın” demiş, ve sonunda çiçek açmış. Böyle bir günde de herkes işinin peşinde koşturmaya tabi ki devam ediyor. Mevlüt Yurdakul, Ementaşta’ki bağında fidan aşılıyor, Cengiz Maden’le Mehmet Şentürk traktörleriyle işliyor, köy yine cıvıl cıvıl, sokak aralarında kimi geziniyor, kimi çalışıyor, kimi de evinin önünde oturuyor. İşte Köyümüzde hayat, böyle devam ediyor…

Haberler,

Final neden olmasın?

İstanbul Amasya İli Eğitim ve Kültür Derneği’nin bu yıl beşincisini düzenleyeceği Amasya Dernekleri Arası Futbol Turnuvası 28 Mart’ta başlıyor. Turnuvaya, açılış töreninin ardından Dörtyol-Sarımeşe maçıyla start verilecek. Turnuvanın ilk ayağında dört farklı grupta eşleştikleri rakiplerle mücadele edecek takımlar, gruptan çıkarak finallere kalmak için mücadele edecekler. Takımımız ‘Tatlıpınar’ C Grubunda, Beke, Geydoğan, Kavaloğlu ve Yaylasaray ile karşılaşacak. Takımımız, gruptaki ilk maçını 28 Mart 2010 Pazar günü 14:20’de Beke Köyü ile oynayacak. Karşılaşma Küçükköy Kazım Karabekir Stadında yapılacak.

Takımımızda mücadele etmek üzere 24 kişilik esame listesinde şu işimler yer alıyor: Adem Onat, Arif Onat, Alaattin Sayan, Cemal Atamtürk, Ekrem Onat, Emin Onat, Emre Onat, Erdem Onat, Hacı Ahmet Onat, Hacı Ömer Sayan, Hüsnü Sert, İdris Sayan, Mehmet Onat, Mesut Onat, Nevzat Erkoç, Nurullah Onat, Rasim Erdem, S.Ömer Onat, Süleyman Onat, Şaban Şentürk, Şevket Erkoç, Tamer Atamtürk, Uğur Onat, Yasin Onat, Yılmaz Sayan. Takımımızın teknik sorumluluğunu Fatih Onat ve Cemal Onat beraberce yürütecekler.

Özellikle İstanbul’da ikamet eden tüm köylülerimizi karşılaşmalarda takımımıza destek olmaya bekler, ayrıca tatlipinar.com ekibi olarak, takımımıza başarılar dileriz…

NOT: Haberimiz www.sopeli.net sitesinde yayınlanan haberlerden derlenmiştir. Konu hakkında daha detaylı bilgi almak için aşağıdaki adreslere tıklayabilirsiniz.