Köyümüz halkından Ahmet Eren’in oğlu Hüseyin ile Ali Aydoğan’ın(merhum)kızı,bakkal Osman Aydoğan’ın kardeşi Emine,30.06.2012 cumartesi akşamı,evlilik yolunda ilk adımlarını attılar.Allah(c.c.) tamamına erdirsin.
Görüntülü haberlerimize buradan ulaşabilirsiniz.
Köyümüz halkından Ahmet Eren’in oğlu Hüseyin ile Ali Aydoğan’ın(merhum)kızı,bakkal Osman Aydoğan’ın kardeşi Emine,30.06.2012 cumartesi akşamı,evlilik yolunda ilk adımlarını attılar.Allah(c.c.) tamamına erdirsin.
Yıllardır bizim köyün kirazı meşhurdur,dilden dile gezer,”darmaderesi kirazı” diye.Bugünler de kiraz her yerde ayrı bir güzelliğe ve özelliğe sahip olsa da görüyoruz ki,kimse “darmaderesi kirazı”nı unutamamış.
Geçenler de Taşova’dan bir arkadaşım;”bizimkiler darmaderesi kirazı istiyor”dediğinde gururlanmadım desem yalan olur.Tabii şuan mevcut olan kirazlar “darmaderesi kiraz”larından olmasada,bizim köyde toplanılıp yenilmeside insanların içini rahatlatıyor sanki.Neyse kirazımızın fazlaca havasını attık sanırm,biraz da fotolardan bakalım.
Nisan ayı sonundan, Mayıs ayı başına kadar çekmiş olduğumuz fotoğraf ve videoları sizin için yayınladık. Videoyu izleyebilmek için, altta mavi renkle yazan yazıyı tıklamanız yeterli.
Ülkemizin ve hatta tüm dünya çocuklarının,Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının kutlandığı bu günler de Ballıdere Ömer Saray Yatılı Bölge İlköğretim Okulu’nda ki kutlamalarda görülmeye değerdi.Doğrusu görülmeye değermiş,çünkü bende bu fotoğraflardan gördüm.Bu yüzden,Cengiz Maden’den rica ettik ve okulda çektiği bir kaç fotoğrafı bizimle paylaşmasını istedik.İşte Ballıdere Ö.S.Y.İ.B.O’dan kareler.
Murat Onat’ın oturduğu binanın çatı katı yandı…
26.03.2012 pazartesi gecesi saat 03:00 sıralarında camiden yapılan anons ve halkın koşuşturmalarıyla uyandım.İlk önce ne olduğunu anlayamasam da olay yerine indiğimde korkunç bir manzarayla karşı karşıya kaldım.Çatıdan çıkan alevlerin gökyüzünü sardığı dakikalarda köy halkı Murat Onat’ın evini boşaltmakla meşguldü.Bakkal Osman’ın elektriklere trafodan yaptığı müdahale,Ali Onat’ın dairesinde çıkan yangında,kendisinin İstanbul’da olmasıyla daha büyük bir faciadan kıl payı dönüldü.
Trafodan Osman’la elektrikleri kestiğimiz sırada,İzzet Dede’nin evinin yanından camiye çıkan ara yoldan çıktığımızda,çatıdan düşen tahta parçalarının,traktör için yapılmış çadır garaja ve içinde dört ineğin bulunduğu ahıra düşmesiyse büyük korku yarattı.Orada da traktörün garajda olmaması ve ineklerin ahırdan dumanlar arasında çıkartılarak bir korku daha atlatılmış oldu.O sırada Taşova Belediyesine ait itfaiye aracının gelmesiyle yangın söndürüldü.
Ve bu sayede sadece Ali Onat’ın dairesi,eşyaların tamamı ve çatının yanması ve can kaybı olmaması da bir diğer rahatlatıcı durumdu aslında.
Bu yangın köyümüze ders olsun!
Neden mi?Çünkü köy kurulduğunda,mahalle köşelerine yangında kullanılmaya hazır,sadece su borusu takılıp kullanılacak bomlu vanalar döşendiği herkes tarafından biliniyor.Fakat,gelin görün ki bu gün o vanayı bulabilecek biri varmıdır,bilmiyoruz.Çünkü vanalar döşendiğiyle kalmamış üzerine toprak atılmış ve biz burayı yol olarak kullanıyoruz.Yani vanalar bugün köyde geçtiğimiz herhangi bir yolun altında.Bunların bir an önce bulunup,yada yerine yenileri döşenip, o da olmazsa başka bir çare bulunup,bu gibi durumlarda ani müdahaleyi biz kendimiz yapmalıyız,çünkü bu gece olduğu gibi elimiz cebimizde sadece alevleri izlemeye devam ederiz,Allah korusun.
Bu konunun ve bunun gibi afeti ilgilendiren bir kaç konunun gündeme getirilmesi ve hayata geçirilmesi köyümüz açısından olumlu olacaktır.
Onat ailesine ve köyümüze geçmiş olsun.
Çok bekledik geldi, hem de çok iyi geldi. Kardan manzaraları fotoğraflar ve videodan görebilirsiniz.
Videoyu Youtube’dan izlemek isterseniz buraya tıklayın!
Ankara’da ki gurbetçilerimizin kurmuş olduğu Amasya ili Taşova ilçesi Tatlıpınar Köyü sosyal yardımlaşma ve dayanışma derneği değişik etkinlikler yaparak gurbette köyü yaşamaya,özlerinin Tatlıpınar olduğunu çocuklarına ve yeni nesile en iyi şekilde anlatmaya devam ediyor.Dernek üyeleri,bu yıl ikincisini düzenledikleri piknik şöleninde Ankara’nın Kurtboğazı barajındaki piknik alanında biraraya geldiler.
Mangal yaktık Kurtboğaz’da,muhabbet tam kıvamında…
Bizde bu şölenden önceden haberdar olduğumuz için köyden,babam,amcam ve Yılmaz abiyle pazar(11.09.2011)sabahı hava aydınlamdan yola çıktık ve gurbetçilerimizin etkinliğine misafir olduk. Önce tanışma faslı,kahvaltı,çay.Sonra baraj etrafında gezi,Daha sonra mangal keyfi,öğle yemeği.Bir kaç saat sonrasında da yine çay faslı,koyulaşan,derinleşen muhabbetler.Sonlara doğru,beraber toplu halde fotoğraf çekimi. Son olarak da karpuz kesildi ve ayrılık vakti, bize köy yolu göründü. 🙂
Ama şunu belirtmeliyim ki herşey öyle güzel organize edilmiş,öyle güzel düşünülmüştü ki,dileriz ilerleyen(fazla da ilerde olmadan erken olsun) yıllarda böyle bir organizasyonu köyde de yaparlar. Misafirperverliğiniz, sıcakkanlı oluşunuz ve her şey için, TEŞEKKÜRLER BAŞKENTLİ TATLIPINARLILAR!
Güleryüzünüz ve muhabbetiniz eksik olmasın…
Onu hep yaptığı avcılıklarla tanırdık ama bu sefer, başka bir durumdan dolayı başına çok büyük iş açtı.
İşte Köyümüzde, Kurban Bayramı’nın ilk günü çekilen fotoğraflar ve bayramlaşma görüntüleri. tatlipinar.com ekibi olarak tekrar, tüm Tatlıpınarlılar başta olmak üzere, ziyaretçilerimizin ve din kardeşlerimizin Kurban bayramını tebrik eder, Allah katında kurbanlarımızın makbul olmasını dileriz.
Çok güzel bir oyun, Lika, tabi bilene. Ancak bu oyunu ben değil sizlerin anlatmasını istiyorum. Nasıl oynanır, kim oynar, kaç kişi oynar, oyunda neler kullanılır vs. Bunları bizimle paylaşın. Hadi bakalım kim daha iyi biliyormuş oyunu? Videoyu Ramazan Bayramında site editörümüz çekmişti. Beğeneceğinizi umuyorum. Videoda kullanılan takım isimleri, skorlar falan hayal ürünüdür. Belki bu Bayram da oynarız. Ne dersiniz, hoş olmaz mı?
Not: 15 yaş ve üzerinin oynamasını tavsiye ederim.
Görüntüleri izlemek için tıklayınız…
[MEDIA=22]
[MEDIA=21]
Görüntüleri bize ulaştıran Gülahmet Aydoğan‘a teşekkür ederiz.
Nisan ayının son pazarıyla, Mayıs ayının ilk pazarında İbicek’ten köyü görüntüledim. Aylar farklı olduğu gibi havada farklıydı.
İlk çekimde hava sisliydi. Sis olduğundan bayrağın yanınada çıkmadım. Çünkü gerek yoktu. İkinci çekimde ise hava rüzgarlıydı ama açıktı. O gün Ömer’le Yetiş’de geldiler. Hem piknik yaptık, hemde köyü izledik. Yunus’la Hasan’da bu sefer koyunlarıyla birlikte burdaydılar, onlarda bize katıldı. Köye dönüşte Ahmet Aydoğan’da Halliked’de oturyodu bize poz vermeyi ihmal etmedi. Ancak izleyeceğiniz klipte sadece bayrak ve köy görüntüleri var. Bu arada klipte duyacağınız kuş sesleri tamamen gerçektir. İki bölümden oluşan klibimizi, resimlerin altında bulabilirsiniz.
[MEDIA=19]
[MEDIA=20]
Bir çoğumuz memleketimize gidemeyip göremeyip üzülürüz. Ancak yine de bizimdir oralar, bizim köyümüzdür.
Bu hafta Hatipoğlu tarlalarından başlayıp, Muslumpunğar’a kadar video ve resim çektik bizim Ömer’le. Ementaş’ta Ali Şentürk’le (muhtar) Hulusi Maden’in tarladaki evlerini çektik, sonra Hacı Ahmet Aydoğan’ın Muslumpunğar’daki evini çekip köye doğru inerken, tarlaya ekine gübre atmaya giden Mehmet Şentürk’le Mitat Onat’a rastladık, tabii onları da görüntülemeyi ihmal etmedik.
Hulusi Maden ve eşi, benle Ömer’e kahve ikram ettiler. Çok da güldük, ”vay be Ementaş’ta kahve içyoz’ diye. Arılar için evin çatısının alt tarafına 12 adet arı kovanı sığacak şekilde yer yapmış Hulusi amca. Arılar cayır cayır işliyordu orada. Bir de yere masa kurup üzerine şeker hazırlamış arılar bol bal versin diye. Bizi, meyvelerin olduğu ayda da oraya davet ettiler. Bizde tabii ki, ‘Geliriz, yeterki davet edin’ dedik.
Sonra Hacı Ahmet dayı’nın bağında can eriği yedik. Allah’tan ardından su içmedik, anlarsınız ya… Ancak köyümüzü videolarla değil de imkanınız oldukça köye gelip görmenizi bu havayı solumanızı isterim. Gelemeyen gelmesin tabii, ben elimden geldikçe çeker burada yayınlarım. Kısacası ”bizimle olmaya devam edin”.
[MEDIA=18]
Haftasonu Zafer abi, Ömer, ben çıktık traktörle yola. Dedik; hem gezeriz, hem bulğvi(kaldırık) toplarız, hem de Tongel’e çıkıp Recep abinin çayını içeriz. Biz çayı Recep abinin yanında içmeyi düşünürken,bir baktık ki Uçuk’ta merhum Ahmet Altun’un yaptırdığı çeşmenin yanında Mitat Onat’la Zekeriya Onat ailesiyle birlikte hem dağda çalı topluyor hemde piknik yapıyorlar. Bizde tam öğle vakti çıktığımız için onları da tam yemekte yakaladık, bizi de yemeğe davet ettiler, kırmadık traktörden indik çaylarından içtik, cevizli ekmeklerinden yedik, birde yanlarında götürdükleri diğer yemeklere de eşlik ettik. Daha sonra kalktık, çıktık tekrar yola. Bizim yanlarına çıkacağımızı bilen Yunus’la Hasan’da bizi yolda karşıladılar, simsimle oyun havalarıyla. Tongel’e çıktığımızda Ahmet ateşi hazırlamış, çay ise demlendi ve böylece çayı içtik, Zafer abi de nargilesini getirmişti zaten. Tongel’in serin havasında nargile keyfi yaptık, TRT radyolarının müzikleri eşliğinde.
Daha sonra Zafer abi, Recep abi ve Ahmet bulğvi toplamaya çıktık. Cafer Öztürk’te dağa odun hazırlamaya gelmiş onu da tesadüf orda gördük. Bulğviler bazı yerlerde daha çıkmamış bazı yerlerde de yağmur etkisiyle yıpranmıştı. Biz yine de Allah ne verdiyse topladık, Recep abi en çok bulğvinin ”bulğviyan gobek” de olduğunu defalarca tekrarlasa da. Bizde dedik haftaya da bulğviyan gobek’e çıkarız diye. Yani yine bir haftasonunu da köyün yeşil ormanlarında geçirdik. Çok da güzel oldu. Haftaya yine çıkmayı planlıyoruz eğer bir iş çıkmazsa. Şimdi siz de videoyu izleyin. Anlarsınız….
[MEDIA=17]
Dikkat! Yukarıdaki görüntüler yaklaşık 15 dakika sürüyor. Bu nedenle görüntülerin yükleme süresi, internet bağlantı hızına göre değişebilir.